Sadece Türkiye’de 3 milyonun üzerinde sağlıklı bebeğin dünyaya gelmesini sağlayan bu yöntemle hayat bulmuş bu bebeklerin neredeyse yarısı ”mikroenjeksiyon ” adı verilen yöntem ile dünyaya gelmiştir.
Diğer tekniklere göre daha titiz ve zahmetli bir çalışmayla yürütülmesi gerekilen ”mikroenjeksiyon” yöntemi buna rağmen gen aktarımını kusursuz ve yaygın biçimde kullanabilmek için gerekli görülebilmektedir.
Türkiye’de ilk kez 1992 yılında uygulanan mikroenjeksiyon yöntemi, aktarılmak istenen DNA parçacığının dolaysız fiziksel bir yöntemle hücre çekirdeğine iletilmesi prensibiyle gerçekleştirilir.
Tüp Bebek Nedir?
Mikroenjeksiyon yöntemini önemli kılan bir diğer en önemli özellik de bu yöntem sayesinde sperm sayısı ve hareketliliği son derece az, spermlerinde şekil bozukluğu bulunan erkek hastaların bile yüksek oranda baba olabilme ihtimallerini arttırmasıdır. Mikroenjeksiyon yönteminin diğer aşamaları tüp bebek uygulamasınınki ile aynıdır. Bu yöntemi eşsiz kılan ve çocuk sahibi olamayan çiftleri sayıları her geçen gün artan bir şekilde bu yöntemi tercih etmeye yönelten bir diğer en önemli nedende bu uygulamanın döllenmenin gerçekleşmemesi olasılığını olabilecek en aza indirgemesidir. Mikroenjeksiyon yöntemi ile hamilelik sağlanması başvuran hastaların yaşlarına ve genetik özelliklerine göre farklılıklar gösterebilmekle birlikte bu yöntemin başarı olasılığı genel durumlarda % 50 ile % 80 arasında değişir. Gördüğünüz üzere bu yöntemi uygularken unutmamanız gereken en önemli noktalardan birisi de hamile kalma olasılığınızın yüksek olmakla birlikte, tedavinizin olumsuz da sonuçlanabileceği ihtimalidir. Derin bir nefes almanızı ve bu durumun farkındalığıyla bu zorlu sürece başlamanızı öneririz.