Diyete Başlarken

Diyete Başlarken

Diyetisyen önerisi haricinde arkadaştan yada komşudan öğrenilen diyetler anoreksiya ve bulimia hastalığının oluşmasına sebep oluyor. Memorial hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Yeşim Çelik anoreksiya ve bulimia hakkında bazı bilgiler verdi…

‘Belirtileri; kendini şişman hissetme, kilo almaktan korkma, yemek yendiği zaman kontrolü kaybetme duygusu, kiloyla kendine saygı duymak arasında bağlantı kurmak, vücut imajıyla ilgili aşırı saplantılı olmak, yemek yedikten sonra suçluluk ya da utanç hissetmek, tekrarlanan diyet girişimleri, yemek yeme konusunda utanma, gizli gizli yemek yeme, yemek yeme alışkanlığı hakkında yalan söyleme, ağır diyetler, kusmaya neden olma, yemek yedikten sonra ağır egzersizler yapma, depresyon, kilosundan utanma şeklinde görülür.

İnceliğe önem verilmesi, oyuncu ve mankenlere özenme gibi nedenlerin üzerine bir de psikolojik sorunlar eklendiğinde yeme bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Yeme bozuklukları ya yiyecekten tiksinerek yemeyi reddetme ya da yediğinden dolayı suçluluk duyarak kusma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yemeği tiksinerek reddetme sonucu “anoreksiya nervoza”, yediğini kusma “bulimiya nervoza” olarak tanımlanmaktadır.

Yeme bozukluğu daha çok genç kadınlarda görülmekle birlikte bazı mesleklerdeki erkeklerde de görülebilmektedir. Yine sürekli sıkı ağırlık kontrolü gerektiren atlerde de yeme bozukluğu ortaya çıkmaktadır.
Anorektik bireyler başlangıçta düzensiz, garip beslenme alışkanlığı geliştirirler ve zamanla yemekten tiksinti duyarak yemeyi reddederler, fiziksel aktivitelerini ise artırırlar. Kendini yalnız hissetme, ergenlik dönemindeki sorunlar, ailede alkolik bireylerin olması, aşırı koruyucu aile, anne babanın çocuktan çok şey beklemesi gibi durumlar bu yeme bozukluğunun oluşmasına neden olabilir.

Anoreksiya nervozalı bireyler kendine saygısını yitirmiş, düşünceleri sürekli yiyeceklerle meşgul olan, saplantılı, aşırı mükemmeliyetçi, aşırı başarma hırsı olan, sosyal olarak geri çekilmiş, iletişime açık olmayan, vücut imajlarının bozulmuş olduğunu düşünen kişilerdir. İki türlü yeme davranışı gösterirler; bir kısmı kalori kısıtlaması yapar ve arınma davranışı (kusma gibi) göstermez, diğer bir grup ise anoreksiya olayı boyunca devamlı yer ve arınma davranışında bulunur.

ERKEN DÖNEMDE MÜDAHALE EDİLMELİ



Zamanla müdahale edilmezse yağ dokusunun çoğunun kaybolması, kas erimesi, adetten kesilme, çeşitli vitamin yetersizliği belirtileri, tırnaklarda kırılma ve incelme, kabızlık, uykusuzluk, ödem, hiperaktivite ve gençlerde gelişme geriliği gibi belirtiler ortaya çıkar.

BULİMİA VÜCUDU YİYİP BİTİRİYOR

Dayanılmaz bir yemek yeme tutkusu ile nöbetler halinde son derece aşırı yemek yeme halidir. Bulimikler aşırı yeme sonucunda bunlardan arınmak için kusma, ağır diyetler ve ağır egzersizle yemeyi kontrol altına alma gibi davranışlara başvururlar.
Hastalığın fiziksel belirtilerini saptamak zordur, fakat sürekli kusma nedeniyle dişlerde çürükler ve kayıplar, tükürük bezlerinde şişme, ağız içi, yemek borusu ve dilde harabiyet oluşur. Sık ve yüksek dozda kullanılan laksatifler nedeniyle bağırsak hareketlerinde bozulma görülür. A ve E vitamini gibi yağda eriyen vitamin eksiklikleri ve kusma davranışı nedeniyle vücut içi sıvı dengesinde bozulmalar oluşur. Anorektik bireylerin tersine aktif ve dışa dönük bireylerdir. Vücut ağırlıklarında dalgalanmalar görülür. Üzgün ve sıkıntılı kişilerdir ayrıca adet düzensizlikleri görülür.

TEDAVİ SÜRECİ SABIR GEREKTİRİR

Tedavi; kişiye psikolojik destek, tıbbi müdahale, beslenme danışmanlığı verilmesi ve aile terapisini içerir. Hastalık belirtileri ortaya çıkar çıkmaz hasta ve ailesinin psikolojik tedaviye başlaması gerekmektedir. Hastalığın ilerlemesi, hastanede psikiyatrik tedaviyi gerektirebilir. Bulimik bireyler problemlerinin farkındadırlar ve bununla baş etmek için yardım almaya hazırdırlar. Anorektik kişilerin tedavisi daha zor ve uzun bir süreci gerektirebilir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Yorum yazmak için giriş yapmalısın

Sponsorlu Bağlantılar